Özgür Emin'in annesi grip oldu, annesi hastayken Özgür Emin annesine baktı. Salonun her yeri oyuncaklarla döşendi, her köşesi kapatıldı. Özgürcük koltukların etrafında dolaştı saatlerce, kendi kendine oyunlar oynadı, arada bir annesinin yanına gidip onu sevdi, sanki anneciğim ben senin yanındayım, sana bakarım diyordu. Ertesi gün tontiş de hasta oldu. Akşam ateşi çıktı, çok bitkindi, annesi sabaha kadar bebeğinin başında bekledi. İlaçlarını içirdi. İki gün tontiş hasta yattı, ama hastayken bile neşeliydi. Yürümek istiyordu ama bacaklarında derman yoktu, sürekli düşüyordu,sonra ağlıyordu. Annesinin omzunda yattı hep, sarılmış bir şekilde. Çok güçsüzdü.
Sonra hastalık babasına da geçti. Artık ailecek hastaydık. Salonda her birimiz bir köşede yattık, tabi tontişle biz yanyana. Hastalık neredeyse bir hafta sürdü. Tontişin hastalığı iki gün sürdü ama yine de öksürük, burun akıntısı devam etti.
İlk hastalığımız da böylece geçti. Bağışıklık sistemimiz güçleniyor.

Dışarı çıktığında özellikle alışveriş merkezlerinde yürümek ve çevresindeki insanlarla birlikte yürümek ayrı bir heyecan veriyor tontişimize. Ağzını açarak sevinç içinde yürüyor. Arasıra da koşmaya çalışıyor. Öyle adımlar atıyor ki, sanki büyük bir adam olmuş iş görüşmesine yetişmeye çalışıyor. Teyzesinin elinden tutmuş koşarçasına yürümeye çalışıyor. Ağzı da açık bu arada:)