15 Mar 2010

Öykü: Örümcek Adam Nasıl Zıpladı

Gönderen Mert Nuhoglu zaman: 05:37 0 yorum
Özgür Emin televizyonda örümcek adamın binalardan zıplayışını görmüş:
Parmaklarının ucuna basıp, ellerini sonuna kadar yukarı uzatıp heyecanla anlatıyor: "Döy döy dö dööööy do!"
Gözler hayretle açılmış. Sonra birden yeri gösteriyor: "Dö dö dööööö!!!"
Anlamadığımızdan şüpheleniyor, tekrar yukarı ellerini uzatıyor baştan alıyor: "Döy döy dö dööööy do!"
Sonra yere eliyle vuruyor: "Dö dö dööööö!!"
Bunu 5-10 kere daha anlatıyor, hiç heyecanını kaybetmeden.

1 Mar 2010

Coğrafya Gezisi

Gönderen Mert Nuhoglu zaman: 03:42 0 yorum
Özgür Emin'le Botanik parkını çok seviyoruz. Nezahat Gökyiğit adlı bir hayırseverin bağışlarıyla, Ataşehir'de TEM otoyolu üstünde bir botanik parkı yapmışlar. İçinde farklı coğrafyalardan bitkiler var. Özgür Emin'le orayı çok seviyoruz. Farklı coğrafya özellikleri için, farklı bahçecikler düzenlemişler. Mesela bir yerde, etli kaktüs bitkileri var; öbür tarafta kaya otları var; başka bir taraftaysa killi toprak bitkileri var. Çok farklı coğrafyalardaki bitkileri bir arada görmek mümkün.

Özgür Emin genel olarak dışarıda koşmayı çok seviyor. Fakat botanik parkına geldi mi, hiç tutmak mümkün değil. En az 2 saat neredeyse durmaksızın koşuyor. Ben de tabi arkasından. Ben her fırsatta oturup dinleniyorum, ama tontişte dinlenmek kavramı henüz oluşmamış. Koşmanın alternatifi, yürümek. Başka bir şey yok.

Geçen hafta sonu, uzaktan kendinden bir yaş büyük Burak adlı bir çocuğu gördü Özgür Emin. Ona el salladı. O da Özgür Emin'e el salladı. 5-10 dakika sonra, o çocukla tanıştılar. Özgür Emin, Burak'a ağacın altında uyuyan ördekleri gösterdi. Birlikte kovalamaca oynamaya başladılar. Çocuklar kendi yaşıtlarını bulunca, bizi hiç aramıyorlar.

Tünel, köprü ve labirent

Gönderen Mert Nuhoglu zaman: 03:31 0 yorum
Bizim salondaki koltuk yastıklarının çok güzel bir özelliği var: dikdörtgen prizması şeklindeler. Bu yüzden, kendi başlarına ayakta durabiliyorlar. Ben de onları farklı şekillerde birleştirip, yastıklarla Özgür Emin için farklı mekanlar oluşturuyorum.

Yastıkları kullanarak koltukların arasında köprü yapıyorum. Özgür Emin, köprünün altından emekleyerek geçmeyi çok seviyor. Geçmeden önce, bana gülümsüyor, ona doğru bir adım atınca çığlık atarak köprünün öbür yakasına geçiyor. Tabi ben köprünün altına sığamadığımdan, benden kurtulmuş oluyor. Masanın etrafından dolanarak, onu yakalamaya teşebbüs ediyorum, ama o bu arada çoktan öbür tarafa geçmiş oluyor.

Özgür Emin'in bir başka hoşuna giden yapı: tünel. Bu sefer, çok uzun bir üstü kapalı köprü yapıyorum. Özgür Emin tünelin içinden arabalarını tek tek geçiriyor. Ben de tünelin kapağını açıp arabalarını kaçırmaya çalışıyorum.

Bir de labirent yapıyorum yastıklarla. Köprünün çıkışında, yastıkları uzatarak dolambaçlı bir yol oluşturuyorum. Bunları çok seviyor. Öyle ki, bu yastıkları yerine koymak istediğimizde bazen ağlıyor.

Bezdirerek öğrenme yöntemi

Gönderen Mert Nuhoglu zaman: 03:27 0 yorum
Özgür Emin'in kelime öğrenme yönteminin temelinde, adamı bezdirmek yatıyor. Diyelim ki, lamba kelimesini öğrettiniz. En 20-30 defa bu kelimeyi size sorar. Bir lambayı gösterir, "bu?" der, "lamba" dersiniz. Gider başka bir odaya, lambayı gösterip yine "bu?" der. Bunu da cevaplarsınız. Bir önceki lambaya geri döner: "bu?" der. Olur da arada geçen zamanda, lambanın ismi değişmiş mi, emin olması gerekiyor.

En son Özgür Emin'e şu kelimeleri öğrettim: kapı, lamba, yatak, ayna, buzdolabı, bulaşık makinesi, masa, koltuk, çorap. Çok alakasız kelimeler; ne var ki Özgür Emin bunların isimlerini soruyor.

Sifon çekmeyi öğrendik

Gönderen Mert Nuhoglu zaman: 03:21 4 yorum
Bu sabah Özgür Emin nihayet sifonu çekmeyi öğrendi. Uzun süreden beri bunu yapmanın yolunu araştırıyordu. Bu sabah başardı.

Sabahları ben traş olurken, Özgür Emin de beni seyreder. Arada da etraftaki ıvır zıvırı kurcalar. Rezervuarın üstündeki tutacağı bir süredir kaldırıp ses çıkartmak için kullanıyordu. Bu sabah, tutacağı yeterince fazla yukarı doğru çekerse, su sesi çıkartabileceğini buldu. Bu buluşunu 20-30 defa ardışık bir şekilde sifonu çekerek iyice pekiştirdi.

İlk sifon çekişten önce, klozetin kapağını önce açmış, sonra da kapatmıştı. Bu yüzden, her sifon çekişten önce aynı hareketleri tekrarladı. Fakat sonra, klozet kapağı açıkken de sifonun çalıştığını, hem bu sırada akan suyu görebildiğini de fark etti.

Normalde, beni traş olurken izlemesi lazım gelirken, bu heyecanlı keşiflerinden dolayı, bana hiç ilgi göstermedi bu sabah.
 

Ozgur Eminin Bebek Gunlugu Copyright © 2009 Baby Shop is Designed by Ipietoon Sponsored by Emocutez