19 Şub 2009

hastayım:(

Gönderen Hasret Nuhoğlu zaman: 01:26 0 yorum

Özgür Emin'in annesi grip oldu, annesi hastayken Özgür Emin annesine baktı. Salonun her yeri oyuncaklarla döşendi, her köşesi kapatıldı. Özgürcük koltukların etrafında dolaştı saatlerce, kendi kendine oyunlar oynadı, arada bir annesinin yanına gidip onu sevdi, sanki anneciğim ben senin yanındayım, sana bakarım diyordu. Ertesi gün tontiş de hasta oldu. Akşam ateşi çıktı, çok bitkindi, annesi sabaha kadar bebeğinin başında bekledi. İlaçlarını içirdi. İki gün tontiş hasta yattı, ama hastayken bile neşeliydi. Yürümek istiyordu ama bacaklarında derman yoktu, sürekli düşüyordu,sonra ağlıyordu. Annesinin omzunda yattı hep, sarılmış bir şekilde. Çok güçsüzdü. 

Sonra hastalık babasına da geçti. Artık ailecek hastaydık. Salonda her birimiz bir köşede yattık, tabi tontişle biz yanyana. Hastalık neredeyse bir hafta sürdü. Tontişin hastalığı iki gün sürdü ama yine de öksürük, burun akıntısı devam etti.

İlk hastalığımız da böylece geçti. Bağışıklık sistemimiz güçleniyor. 

10 Şub 2009

bisikletle gezinti

Gönderen Hasret Nuhoğlu zaman: 02:05 0 yorum

Özgür Emin artık evde özgürce dolaşabiliyor. İlk adım yürüteciyle, bisikletleriyle istediği yere gidebiliyor. Bisikletlerini taşdevrindeki gibi ayakları ile hareket ettirmesi gerekiyor. İlk başlarda biraz zorlansa da kendini öne hareket ettirerek ilerleyebiliyor. Bisikletinin arkasına da oyuncaklarını yüklüyor onları bir yerden başka yere taşıyor, sürekli arkasına bakarak kontrol etmeyi de ihmal etmiyor. 

Bazen salondan koridora da çıkıp geziyor. Kardanadamlı kazağı ve pijaması ile beni mutfakta ziyarete geliyor. Özgürcüğü salona bırakıyorum oyuncakları ile oynarken sonra benim olmadığımı farkedince koltuklardan veya bisikletinden tutunarak mutfağa gelmeye çalışıyor. Tutunacak bir yer bulamadığında veya dengesini tam sağlayamadığında yerinden kıpırdamadan ağlayarak beni yanına çağırıyor. Yanına gittiğimde bakıyorum ki bizim yaramaz duvara tutunmuş hiç hareket edemiyor, çaresiz durumda. Beni görür görmez yüzünde bir gülümseme beliriyor. Bir ohhh çekiyor içinden sonra yaramazlıklara devam...

Benden selam olsun tüm sevdiklerime:*

7 Şub 2009

martılar

Gönderen Hasret Nuhoğlu zaman: 01:54 0 yorum
Özgür Emin ile beşiktaş vapurunda martıları selamlarken,
teyzesinin objektifine takılan bir fotoğraf.

Vapurun peşinden coşkuyla gelen martılar sevgi ve dostluğu hatırlatır bana. Bir de özgürlüğü...Özgürce havada süzülüşü hayranlık uyandırır, sen de onun yerinde olmak istersin, sevdiklerinle birlikte el ele ve beraberce. 

Özgür Emin martıların süzülüşünü dakikalarca izledi ve onlara yeni öğrendiği "gel gel" işaretini yaptı, martılar da bizi takip ettiler. Hüzünlü bulutlar da bize eşlik etti. Kardeşim, bebeğim ve ben hepimiz tek yürek olduk sanki ve içimizdeki sevgi martılarla buluştu. 

6 Şub 2009

Yürüme heyecanı

Gönderen Hasret Nuhoğlu zaman: 06:17 1 yorum
Özgür Emin yürüme hazırlığı içinde. Onun için hayatının en güzel anları yürüme zamanları. Evde koltukların kenarlarından istediği yere yürümek, bisikletine tutunarak yürümek ve dışarda sevdiklerinin elinden tutup yürümek.

Babaannesi ile Amazon kafenin içindeki köprüden geçme heyecanı içinde. İstediği tek şey yürümek, nereye olursa, babaannesi de elinden tutunca git gidebildiğin kadar.

Biz yetişkinler rahatlıkla yürüyebiliyoruz hiçbir çaba sarfetmeden ve çoğumuz bunun farkında bile değiliz. Herşey otomatikleşmiş bizim için. Özgür Emin için adım atmak, bir yerlere tutunmak, ayakta durabilmek, bir iki adımda olsa tek başına hareket edebilmek ne kadar önemli, hayatının en büyük heyecanı. Keşiflerini artık istediği gibi yönlendirebilir. 

Dışarı çıktığında özellikle alışveriş merkezlerinde yürümek ve çevresindeki insanlarla birlikte yürümek ayrı bir heyecan veriyor tontişimize. Ağzını açarak sevinç içinde yürüyor. Arasıra da koşmaya çalışıyor. Öyle adımlar atıyor ki, sanki büyük bir adam olmuş iş görüşmesine yetişmeye çalışıyor. Teyzesinin elinden tutmuş koşarçasına yürümeye çalışıyor. Ağzı da açık bu arada:)

Özgür Emin oyun parkında

Gönderen Hasret Nuhoğlu zaman: 04:59 0 yorum

Özgür Emin artık kendi başına hareket edebiliyor, tabi bir yerlere tutunarak. Bir yandan bisikletinden tutunup, diğer eliyle de çıngırağını sallıyor. Burası bir oyun odası. Etrafında kendisinden birkaç yaş büyük arkadaşları var. Onlarla oyunlar oynamak istiyor ama bisiklete binip onları izlemekle yetiniyor. Etrafında koşuşturan çocuklara sesleniyor, mırıltı şeklinde birşeyler söylüyor.

Salıncakta sallanırken dalıp gitmiş uzaklara. Karşısında boğaz manzarası ve martılar...Şairlerin bahsettiği İstanbul Özgür Emin'i de duygulandırmış. Salıncakta sallanırken kendini martılara benzetiyor, sanki onlar gibi özgürce uçuyor. Bir yandan da hüzünlü:(

Bu araba da çok hoşuna gitti. Heryerinden ışıklar saçıyor. Direksiyonu kavrayıp sürekli çevirdi, o kadar ciddi ki sanki trafikte araba kullanıyor. Çekilin yolumdan....

 

Ozgur Eminin Bebek Gunlugu Copyright © 2009 Baby Shop is Designed by Ipietoon Sponsored by Emocutez