9 May 2009
4 Numarali Is Yapici
varsayalım ki, bulaşıkları temizlemek gibi ulvi bir gayeyle, bulaşık makinesini açtınız, iş yapıyorsunuz. sürekli devriye gezen polis tontişimiz, açık bulaşık makinesini hemen fark eder ve vazifesi olduğu üzere, kirli bulaşıkları makineden çıkarıp yere atar.
diyelim ki, tontiş hazretleri, sandalyesinde ayaklarını uzatmış keyif yaparken, ağzına kadar kaşığı götürüp ona yemek yediriyorsunuz. tontişin eline bir parçacık ekmek verin, tontiş aldığı gibi ekmeği, aşağıdaki karınca kardeşçiklere atar. "komşusu aç yatarken, kendisi tok yatan bizden değildir" hadisini tontişimiz kendisine görev kabul etmiş.
tontişten önce evin nüfusu ikiydi. şimdi yüzlerce organizma hep birlikte aynı çatı altında yaşıyoruz. mutfakta ve sofranın yakınlarında karıncalar sürekli devriye geziyor. tontiş de onların şefi olmakla, bütün evde devriye geziyor. fakat bir sorunumuz var ki, karıncalar bile, evi toplama yönünden tontiş hazretlerine göre daha fazla iş yapıyor.
gerçi hakkını yemeyelim, tontiş de yerdeki terlikleri, koltuk üstüne koymakla; küçük eşyaların yerlerini değiştirmekle, kendince evi düzenliyor. her ne kadar bu yeni düzenlemeler kimseye yaramasa da, gelecekte bunun yararlı bir şekle dönüşeceğine dair ümitlerimizi koruyoruz.
7 May 2009
Ortaligi Duzenleme
Tontişin yeni merakı, ortalığı düzenleme. Taşıyabileceği boyuttaki herhangi bir eşyayı, bulunduğu yerden alıp, başka bir yere koyuyor. Sonra onu koyduğu yerden alıyor, başka bir yere koyuyor. Her şey tam yerine gelinceye kadar bıkmadan uğraşıyor. Tontişten, terliklerin durması gereken yerin koltuk olduğunu öğrendik. Lego parçalarının, koltuk altlarında durması gerekiyor. Cep telefonlarının yeri ise, buzdolabındaki yoğurt kabıymış.
Sabah, koltuğun üzerindeki cep telefonunu aldı. Buzdolabının açık olmasından faydalanıp, onu yoğurt kabının içine koydu. Yerini beğenmiş olmalı ki, onu orada bırakıp, mayonez şişesini eline aldı. Annesi, bunu fark edince, tontişe kızdı. Zaten bir önceki cep telefonu da, tontişin maharetiyle bozulmuştu. Telefonunu peçeteyle temizlerken, tontişe kızdı biraz. Tontişse, bu gördüğü tepkiden dolayı hayal kırıklığına uğradı: "hauva hauva" diye bağırarak, başka bir odaya gitti. Yani şunu demek istiyordu: "Ben sizin için her şeyi düzene koyuyorum, sizin bu yaptığınıza bakın. Çok kırıldım!"