Geçenlerde Zafer dedesi bir rahatsızlık geçirdi, hepimizi çok korkuttu ama şimdi çok iyi. Özgür Emin dedesini yatakta serumlu görünce çok üzüldü ve ağlamaya başladı, bir müddet odasına giremedi. ama ertesi günlerde bizim minik Özgür psikolog olarak herkese moral verme ve güldürme misyonunu üstlendi. İstediği bir şey olduğunda kimden istiyorsa elinden tutar ve istediğini yaptırtır, yapmazsanız birden ağlama havasına bürünür. En sevdiği şey de herkesi ortada buluşturup dans organizasyonu yapmak, bir kişinin bile gruptan ayrılmasına izin vermez. Gruptan ayrılan kişi elinden tutulur ve dans etmesi için fırsat verilir.
28 Ara 2009
renkleri ayırt edebiliyorum artık...
Özgür Eminle legolarını renklerine göre ayırdetme etkinliği yaptık. Her bir rengi bir bardakta topladık, sonra onları bir tencerede birleştirdik. Tencerede legolar birleştikten sonra renklerine göre birlikte ayırdettik, tek tek bardaklara yerleştirdik. Ama Özgürcük sıkıldı, karışık bardaklara yerleştirdi sonra da her bir bardağı teker teker tencereye boşalttı. Bu işlem çok uzun sürdü.
Ertesi sabah çalışma odasında babası çalışırken bizim tontiş bir kutunun kapağındaki kanallara sarı renkli legoları yerleştirmiş. Çok önemli bir iş yapma havasında ciddi ciddi tek tek sarı legoları sıraya diziyor. Renk ayırımını yapmaya başlaması çok ilginç. Bu işlemi sıkılmadan en az yarım saat yaptı. Sonra kendine yeni işler buldu. Ne de olsa her şeyi yeni öğreniyor. Aslında yapacak o kadar çok şeyi var ki. Her şeyi keşfetme aşamasında. İyi keşifler minik tomurcuğum.
Ertesi sabah çalışma odasında babası çalışırken bizim tontiş bir kutunun kapağındaki kanallara sarı renkli legoları yerleştirmiş. Çok önemli bir iş yapma havasında ciddi ciddi tek tek sarı legoları sıraya diziyor. Renk ayırımını yapmaya başlaması çok ilginç. Bu işlemi sıkılmadan en az yarım saat yaptı. Sonra kendine yeni işler buldu. Ne de olsa her şeyi yeni öğreniyor. Aslında yapacak o kadar çok şeyi var ki. Her şeyi keşfetme aşamasında. İyi keşifler minik tomurcuğum.
9 Ara 2009
ilk çocuk oyunu heyecanı
Haftasonu bizim ufaklıkla "topik nasıl adam olur?" isimli çocuk tiyatrosuna gittik. Çocuklar ve anne babalardan oluşan kalabalık bir grup oyunu izlemek için gelmişti. Oyun başlamadan önce etraftaki çocukları dikkatlice izledik. Bir yandan da sayılarla ilgili bir müziğe eşlik ediyorduk ana-oğul. Başlama anonsuyla ışıklar söndü ve bir müzik eşliğinde oyuncular şarkı söylemeye başladılar. Özgür Emin ilk önce karanlıktan biraz rahatsız olsa da oyuncuların o neşeli tavırları ve müzik onu rahatlattı. Çevresindeki çocuklar da alkış yaptıkları için o da onları alkışmaya başladı. Oyun boyunca çok eğlendik. Bizim tontiş sahnedeki tombiği çok sevdi. Oyundan ne anladığını bilmiyorum ama bildiğim bir şey çok eğlendiğiydi. Sahnede baloncuyu görünce hemen top!tobbb! diye bağırmaya başladı. Bir çocuk ağladığında o da üzüldü. Sadece astronot kıyafetindeki oyuncuyu görünce ağlar gibi oldu ama sonra sarıldık, dikkati dağıldı korkusu da geçti haliyle. Çıkışta ablalarıyla oynadı. İkimiz de çok eğlendik.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)